Memuriyetimin ilk yılları…

24.11.2020
1.419
Memuriyetimin ilk yılları…

Gümüşhane’in küçük ve mahrumiyet kokan şirin ilçesi Kürtün’de görev yapıyorum. En cevval zamanlarım.. Mesleğe normalinden biraz daha fazla idealist başlamışım. Bana sorsan, ben olmazsam bulunduğum yerdeki tüm ormanlar katledilecek. Çalıya çırpıya, uçana kaçana zabıt tutuyorum. Adım “deli ormancı” ya çıkmış. Ne zaman nereden çıkacağım belli değil..
Sorunlu bir mıntıkamız var. Yukarı köy başı derler, Kürtün’ün en üst mahallesi. Ne yaparsak yapalım kurtaramıyoruz. Biz köylüleri takip ediyoruz, köylüler bizi.. Ama kaçak kesimi engellemekte zorlanıyoruz.
Rahmetlik Ali Ormancı (Ali Karahan, nur içinde yatsın) ile gece üçte köy başına çıktık. Yanımızda haşlanmış yumurta, yufka çökelek ve biraz da zeytin var. Azığımız sağlam anlayacağınız. Saat beş gibi hava aymaya başlarken yemeğimizi yedik. Hemen yola yakın bir çalılıkta pusuya yattık. Fısıltıyla bir saate yakın sohbet muhabbet ederken aşağıdan yukarı doğru birilerinin geldiğini duyduk. Köylüler bizim pusuya yattığımız yere kadar geldiler. Gelenler orta yaşlı karı koca ve iki delikanlı. Karı koca aralarında nereden ağaç keseceklerini tartışıyorlar. Adam ağacın iyisi bu tarafta buradan keselim derken kadın, o taraftan geleni gideni göremeyiz, ormancılar çok geziyor, yakalanırız diye başka taraftan kesme taraftarı. O arada rahmetli Ali Karahan pusuya yattığımız yerden bir anda çıktı. Köylülere yaklaştı, “yenge hanım doğru söylüyor, bu ormancıların ne b*k yiyeceği belli olmaz, siz önleminizi alın” diye hiç beklenmedik bir zamanda araya girdi. Vatandaşlar şaşkın, korkmuş, ne yapacaklarını bilemez halde Ali Abinin yüzüne bakarken ben de yanlarına vardım. Ali abi bir iki nasihat ettikten sonra bir daha kendilerini ormanda piknik için bile görürse haklarında işlem yapacağını söyleyip ormandan çıkardı.

Suçluları hazır yakalamış ve mahkemeye verebilecekkken salmamız biraz da zoruma gittiğinden dayanamadım “abi az daha bekleseydik de ağaç keserken yakalayıp mahkemeye verseydik daha iyi olmaz mıydı” diye sorma gafletinde bulundum.
Ali Ormancı, o anda bana mesleğimin en büyük derslerinden birini verdi. “Hemşerim, bizim asıl amacımız ormanı korumak, vatandaşı mahkemeye vermek değil. Biz bu gün en az beş on ağacı kesilmekten kurtardık. Ağaçlar kesildikten sonra adamı mahkemeye versen ne vermesen ne. Sen sen ol bu meslekte suçu oluşmadan engellemeye çalış. Orman gittikten sonra mahkeme, ceza onu geri getirmez” dedi ve mesleğimin dönüm noktalarından birini yaşattı.

Bu olayın üzerinden 20 yıla yakın bir zaman geçti. Orman Muhafaza Memurlarının asli görevinin zabıt tutmak değil, ormanı korumak olduğunu, Orman Muhafaza Memurunun olması gereken yerin müdürlük ya da şeflik merkezleri değil, bizzat Orman olduğunu anlamamı sağladı.

Buradan görevi başında rahmetli olan meslektaşım ve ağabeyim Ali Karahan’ı da rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsın..

0 Paylaşımlar
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.